Merula

Zeytin ve zeytinyağı hakkında;

Zeytin (Olea europaea), zeytingiller (Oleaceae) familyasından, meyvesi yenen Akdeniz iklimine özgü bir ağaç türüdür.

Zeytin ağacı, ağır büyüyen fakat oldukça uzun yasayan bir ağaçtır. Geniş, kıvrımlı, yamru yumru bir gövdesi vardır. Ağaç yaşlandıkça, düzgün gri renkli gövde kabuğu giderek çatlar. Gövdesi çürümeye karşı çok dayanıklıdır. Üstelik de ömrünü tamamladığında köklerinden yeni bir ağaç filizlenmektedir. Ona yakıştırılan ” Ölmez ağaç” ismi de bu yüzdendir. Zeytin 700 ile 2000 yıla kadar yaşayabilen bir ağaçtır. Aynı zamanda ağacının çok heybetli ve estetik bir görünümü vardır.

 Kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır.  Yaprağın üst yüzü koyu gri-yeşil ve tüysüz, alt yüzü mavimsi gümüşi renkte ve beyaz sık ipeksi tüylerle kaplıdır. Sürgünleri gri renkli, dikensiz ve hemen hemen üç köşelidir.

Nisan-Mayıs ayları arasında beyazımsı sarı renkli çiçekler açar. Çiçekler zeytin adı verdiğimiz, etli ve yağlı meyvelere dönüşürler. Zeytinin meyvesi önceleri yeşil, daha sonra mor ve parlak siyah renge dönüşürler.

Etli meyvenin içinde sert bir çekirdek vardır. Meyvenin etli kısmından ve çekirdeğinden elde edilen “yağı” bakımından çok değerli bir ağaçtır.

 Killi, kireçli ve su geçirebilen topraklarda iyi yetişir. Engebeli ve yamaç, fakat ılık rüzgarlı yerleri sever. Zeytinin anavatanı Anadolu’dur. Ege adalarından Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’ya kadar uzanmış ve buradan da Kuzey Afrika’ya geçmiştir. Yine Güney Anadolu yoluyla Suriye, Mısır ve Fas’a kadar uzanarak bütün Akdeniz kıyılarını sarmıştır. Üçüncü bir kol olarak da Afganistan ve Pakistan’a kadar uzanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ZEYTİNYAĞI

Zeytinyağı, zeytin (Olea eoropeae L.) ağacının olgun meyvelerinden hiçbir kimyasal işlem uygulanmadan mekanik yolla elde edilen, oda sıcaklığında sıvı olan, berrak, yeşilden sarıya değişen renkte, kendine özgü tat ve kokuda, doğal olarak tüketilebilen bitkisel kaynaklı yağdır.

Zeytinyağının kimyasal bileşiminde %99 sabunlaşabilir maddeler (trigiliseritler/yağ asitleri) ve %1 sabunlaşamayan maddeler vardır. Zeytinyağındaki sabunlaşmayan minör bileşenler; sabunlaşmayan yağ asidi esterleri, hidrokarbonlar, streoller, fenoller, klorofiller, tat koku bileşenleri ve fenolik bileşenlerdir.

Zeytinyağındaki trigliseritlerin oluşumunda bulunan yağ asitleri, zeytin ağacının bulunduğu bölgenin iklim sel ve tarımsal koşullarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Zeytinyağı yüksek oranda tekli doymamış oleik asit içermektedir (%55-85). Tekli doymamış yağlar, LDL (kötü) kolesterolü düşürmesi ve HDL (iyi) kolesterolü yükseltmesi nedeni ile diyetlerde en çok istenen yağ çeşididir.

Ayrıca zeytinyağında var olan anti-oksidant maddeler (E vitamini ve polifenoller) yaşlanmaya karşı hücre yenilenmesini sağladığı gibi damar, kalp, karaciğer ve benzeri organlardaki hastalıklara karşı savunma mekanizmasını da geliştirmektedir. Son yıllarda yapılan özellikle tıbbi araştırmalar (kaliteli) zeytinyağının kan basıncı, mide hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, kanser hastalıkları, bağışıklık sistemi problemleri gibi vakalarda oldukça olumlu etkilere sahip olduğunu göstermiştir. (Kafatos 2004, Owen ve ark 2004).

ZEYTİNYAĞININ SINIFLANDIRILMASI

Üretilen zeytinyağlarının değişik çeşitleri olmakla birlikte yemeklik olarak kullanılabilecek olanlara genellikle naturel sızma zeytinyağı denilmektedir. Naturel sızma zeytinyağları Avrupa Birliği tarafından yağın ihtiva ettiği serbest yağ asidi (oleik asit) oranına göre sınıflandırılır.

a- Naturel Sızma zeytinyağı: Oleik asit cinsinden serbest yağ asidi değeri %0,8 den az
olan zeytinyağlarıdır. Bu zeytinyağı genellikle salatalarda ve soslarda kullanılır.

b- Naturel Birinci Sızma Zeytinyağı: Oleik asit cinsinden serbest yağ asidi değeri %0,8 ile%2,0 arasında olan yağlardır. Bu zeytinyağı tam bir yemeklik zeytinyağıdır.

Oleik asit cinsinden serbest yağ asidi değeri %2,0 yi aşan yağlar Lampante zeytinyağıdır. Bu türzeytinyağları direkt olarak tüketilmeyen ve genellikle rafinasyon işlemine tabii tutulduktan sonra tüketilen yağlardır.